Yenidoğanın tek ve mükemmel besini anne sütüdür. Hiçbir besin anne sütünün yerini tutamaz. Sütün yaklaşık % 88′i sudur.
Geri kalan % 5-7 şeker, % 3-5 yağ (özellikle doymamış yağ asitlerinden oluşan yağ), % 1-2 protein ve % 0.2 oranında tuzlar (Ca ve P gibi) bulunur. İnsan sütü inek sütüne göre biraz daha yağlı ve şekerlidir. Süt hafif mavimsi beyaz renklidir. Beyaz renk yağdan, mavimsi renk ise proteinden kaynaklanır.
Bunların yanı sıra yenidoğanın bağışıklanmasına yardım eden ve infeksiyonlar sonucu İshal olmasını önleyen antibadiler bulunur. Süt yapımı doğumdan 1-3 gün sonra gerçekleşmeye başlar, ilk gelen süte kolostum denir. Halk arasında ağız olarak bilinen kolostrum özellikle proteince zengindir ve immun sistemi güçlendirici ve mekonyum (meconium) adı verilen ilk dışkıyı uzaklaştırmak için laksatif özelliğe sahiptir. Emzirme olayı anneyi, kişiye göre değişen sürelerde (genellikle birkaç ay) yeni bir gebelikten korur. Meme ucunun emilmesi prolaktin yapımını arttırır. Bu prolaktin GnRH salınmasını inhibe eder. GnRH ise FSH ve LH salınmasını baskılayarak neticede östrojen ve proJesteron yapımını düşürdüğü için ovulasyon engellenmiş olur. Bu özellik süt koruması olarak adlandırılır. Süt yapımının kadının memelerinin büyüklüğü ile ilgisi yoktur.
Süt yapımı ancak ve ancak tüketmekle gerçekleşir. Emzirmenin herhangi bir nedenle birkaç gün durması, süt yapımını geriye dönüşsüz olarak engeller. En sık karşılaşılan
durum yenidoğanın üst solunum yolları infeksiyonlarından dolayı ememediği için sütün kesilmesidir. Bu ve benzeri durumlarda memenin sağılması ve sütün biberon veya kaşıkla verilmesi gerekir. Yenidoğan günde bir litre kadar süt emebilir ve dolayısı ile günde bir litre süt üretilmiş olur. Çoklu doğumlarda annede süt üretimi daha da artar. Emzirme işlemi iki yıla kadar sürebilir. Her çocuk bu kadar uzun süre emmez fakat çocuğun hiç olmazsa ilk altı ay emzirilmesi için elden gelen gayret gösterilmelidir. Doğumdan sonra da beslenmeye, besinsel ihtiyaçların karşılanmasına, vitamin ve mineral takviyesinin gerçekleştirilmesine dikkat etmek gereklidir. Emziren kadının kullandığı ilaçlar ve besinler süt yolu ile yenidoğana geçebileceğinden ona göre davranması gerekir. Yenidoğanı huzursuz edecek kahve, alkol gibi içecekler ile sarımsak gibi yiyeceklerden uzak durmalıdır. Sütün yeterli olmadığı durumlarda hazır mamalar veya inek sütü ile takviye yapılmalıdır. Yenidoğan kilo alıyorsa, emdikten sonra uyuyorsa ve günde yaklaşık altı kez altını ıslatıyorsa süt yeterli demektir. Bazı yenidoğanlar özellikle 3-4 aylık oluncaya kadar çok huzursuz olurlar, çoğunlukla ağlarlar. Bu durum kofik olarak adlandırılan ağlama nöbetleri, belirgin karın ağrısı ve irritabilite ile seyreden semptomlar bütünüdür. Aşırı ağlama yenidoğanın hava yutmasına, yutulan havanın gazve şişkinlik yaparak huzursuzluğuna sebep olur. Sırtına küçük darbeler vurup geğirmesini sağlamak, karnı üzerine yatırmak faydalı olur. Yalnız devamlı ağlayan çocuğun bir sorunu olabileceği hatırdan çıkarılmamalıdır.